Paroksismal Nokturnal Hemoglobinemi (PNH) toplumdaki 10 milyon insandan birinde görülen, önceden takip edilemeyen bir hastalıktır. Başka hastalıkların semptomlarına benzer kronik semptomları olan, tedavi edilmemesi halinde ölümcül olabilen bir kök hücre hastalığıdır.
Birçok hastalıkla ortak belirti ve şikayetlere sahiptir. Bu ortak şikayetler PNH hastalarının erken tanı almasını önlemektedir. Bu hastalık için tanı ve tedavi amacıyla belirlenmiş çeşitli yöntemler de bulunmaktadır. Bu yöntemler yüksek başarı oranlarına sahiptir.
PNH Nedir?
Paroksismal Nokturnal Hemoglobinemi vücudumuzdaki tüm kırmızı kan hücrelerinde meydana gelen edinilmiş bir genetik mutasyon sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır . PNH cinsiyet kromozomu olan X kromozomunda bulunan bir genle taşınır.
Bu gende oluşan bir mutasyondan dolayı kırmızı kan hücrelerindeki GPI çıpası yardımıyla hücre zarına bağlanan bazı proteinlerin yapılamamasından dolayı ortaya çıkar. Bu mutasyonla bağışıklık sistemi olması gerektiği gibi kırmızı kan hücrelerini normaldeki gibi tanıyamaz ve bunun sonucunda kronik hemoliz (kırmızı kan elemanlarının parçalanması) oluşur.
PNH Nasıl Belirtiler Verir?
PNH her insanda farklı şekillerde kendini gösterebilir, hatta bazı hastalarda uzun süre herhangi bir belirti olmadan uzun süreler geçebilir. Hastalık tedavi edilmezse ölümcül nitelikler taşıyabilir ve öngörülemeyen ağırlaşma ve iyileşme dönemleri görülebilir. Psikolojik ve fiziksel stresin arttığı zamanlarda alevlenmeler gösterebilir.
Tüm PNH hastalarında kronik hemoliz* görülür. Bu hastalığın en sık görülen semptomları aşağıdaki tabloda görüldüğü gibidir:
Aşırı yorgunluk | Uyumada sıkıntı | Erektil disfonksiyon |
Gün içerisinde uyumak istemek | Acıkmamak | Yutkunmada sıkıntı |
Nefes darlığı | Mide bulantısı | Sırt ağrısı |
Sarımsı cilt, gözlerde sararma (sarılık) | Kan pıhtılarıyla ilişkili ağrı | Kırmızı veya koyu renkli idrar (sabah ilk idrar) |
Bayılma | Karın ağrısı |
Bir hasta yukarıdaki semptomların hepsini taşımayabilir, hatta zaman içinde de taşıdığı belirtiler değişebilir, bu nedenle Paroksismal Nokturnal Hemoglobinemi hastalarının tanısında ve takibinde doktor hasta ilişkisi çok önemli ve olabildiğince şeffaf olmalıdır
Bazı PNH hastalarında semptomlar yukarıda bahsedilenlere kıyasla daha tutarsız olarak görülebilir, bu durumun nedeni sıkça bu hastalarda aplastik anemi ve MDS gibi sendromlara da sahip olabilmesidir. Bu hastalıklar kırmızı kan hücrelerini farklı yollardan etkileyerek belirtileri karmaşıklaştırabilir.
PNH Tanısı Nasıl Koyulur?
PNH standart tanısı klinik bulgular ve Akım sitometrisi adı verilen bir laboratuar testi ile yapılır. Klinik bulgularda özellikle Hemoliz, sitopeniler (kan hücrelerinde normalden düşük değerler olması) ve tromboz varlığı veya öyküsü hekim için uyarıcı olmalıdır. Klasik olgularda hemoliz ve artmış serum LDH düzeyleri daima beklenen bulgulardır.
Akım Sitometrisi Nedir?
Standart tanı yöntemi olan Akım sitometrisi kan serumundaki tek hücrelerden oluşan akımı hücrelerin floresan bir boya ile işaretlenip analiz edildikleri bir lazer ışınından geçirmek için karmaşık bilgisayarlı cihazları kullanır. PNH testi hastanın kolundaki bir damardan alınacak küçük bir kan örneğini gerektirir. Test monoklonal antikorları ya da FLAER’i (floresan aerolizin) kullanarak mutasyonlu kan hücrelerini tespit eder. Monoklonal antikorlar, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyine bağlı (CD59 gibi) GPI-zincirli proteinlere bağlanırlar.
FLAER Nedir?
FLAER ise bizzat GPI zincirlerine bağlanır. Bazen kesin sonuca ulaşabilmek için birden çok test yapılması gerekebilir. Oldukça hassas bir test olmasından ötürü FLAER her geçen gün daha popüler hale gelmektedir. FLAER da zincirini kendisine bağlayan, floresan işaretli bir bakteriyel protein kullanılır. GPI zincirine bağlandığından, bu bağlanma mekanizması sayesinde hücre yüzeyine bağlanan tüm proteinleri tanır. GPI zincirlerinden ve koruyucu proteinlerden yoksun defektif hücreler PNH kan hücreleri olarak belirlenirler.
Hastalığın durumunu izlemek için ise tam kan sayımı ve hücre yıkımını anlamak için laktat dehidrogenaz kullanılır. LDH PNH için En önemli laboratuar tetkiklerindendir, zaman içindeki LDH değişiminin gözlenmesi hastalığın ilerlemesini izlemedik en önemli değerdir.
PNH Tedavisi
PNH tedavisi tanıyı almış olan her hastaya uygulanmaz. Tedavi alacak hastalarda aşağıdaki şartların bulunması gerekir:
- Trombozu (kanın normalden fazla pıhtılaşması) bulunan
- Kan nakline bağımlı yaşayan
- İleri derecede güçsüzlük ve düz kas spazmı yaşayan
- Böbrek ve akciğer fonksiyonlarında yetersizlikler olan
Tedavi bu şikayetlere sahip tüm hastalarda başlanmalıdır. Henüz semptomu olmayan ancak çeşitli testlerle tanı alan Paroksismal Noktürnal Hemoglobinemi hastalarının ise semptomları ortaya çıkana tedavi almadan izlenmelidir.
PNH’li kişiler için bir kaç tedavi seçeneği bulunmaktadır.
- Hastalığı ortadan kaldırmaya yönelik tedaviler
- kök hücre nakli veya halk içindeki ismiyle kemik iliği nakli (Allo-KHN).
- Hastanın şikayetlerini azlatmaya yönelik tedaviler
- Eculizumab
- Kortikosteroid
- Hastaya destek olmaya yönelik tedaviler
- Eritropoietin
- Antikoagulan
Kök Hücre Nakli Nedir?
PNH hastalığında iyileşme sağlayan tek tedavi yöntemi allojenik* kök hücre nakli veya halk içindeki ismiyle kemik iliği naklidir (Allo-KHN). Bu tedavi kapsamında vücudun savunmasıyla ilgili tüm kan kök hücreleri bir donör*den alınan sağlıklı hücrelerle değiştirilmektedir.
Bu tedavi ölüm riskini arttıran farklı riskler taşımaktadır. Bu nedenle kemik iliği nakli tedavisi ilaç tedavilerine yanıt alınamayan veya eculizumab ve kortikosteroid tedavisini almak istemeyen, HLA uyumlu kök hücre alıcısı bulunmuş belirli hastalara uygulanan bir tedavidir.
İdame Tedavileri Nelerdir?
Hastalığın idamesinde ise kortikosteroidler ve hayatta kalımı arttırdığı gösterilen eculizumab gibi ajanlar kullanılmaktadır. Kortikosteroid hemoliz*in arttığı durumlarda hemoglobin değerlerini arttırdığı için kullanılırken, eculizumab hemolizi ve hemolize bağlı komplikasyonları kompleman inhibisyonu yaparak ortadan kaldırır.
Destek Tedavileri Nelerdir?
Tüm bu tedavilerin yanında ise destek tedavisi olarak kan yapımında kullanılan elemanların eksilmesini önlemek amacıyla folik asit ve demir tedavisi, eğer hastada böbrek yetersizliği varsa kan yapımını arttırmak amacıyla ise eritropoietin kullanılmaktadır. Tromboz*u bulunan PNH hastalarının ki hastaların %40’ını oluşturur, antikoagulan tedavi alması gereklidir.
Hemoglobinle ilgili ayrıntılı bilgi için yazımızı okuyabilirsiniz. Başka bir konuya geçmek isterseniz Kontakt Dermatit (Temas Egzeması) yazımız iyi bir tercih olabilir.
Paroksismal Noktürnal Hemoglobinemi Kalıtsal Bir Hastalık Mı?
PNH kalıtsal bir hastalık değil, edinsel bir hastalıktır. Sonradan edinilmiş bir hastalık olup erkek ve kadınları eşit etkiler.
Paroksismal Noktürnal Hemoglobinemi Bulaşıcı Mı?
PNH Hasta insanlardan sağlıklı kişilere bulaşmaz. Hasta bir kişinin ailesinde bu hastalığın olması gerekmez.
Kaynaklar
Cevap Yazın